Sürüngen Forumları > Kaplumbağa
Kaplumbağaların davranışları, alışkanlıkları, yaşam biçimleri - 3.sayfa
Aslında onları pek tanımıyoruz.
Sıkılırlar mı; eğlenirler mi; kesin korkarlar da nasıl, nelerden; yalnızlık çekerler mi; değişikliklere ne kadar tahammüllüler; birden çok kaplumbağa olduğunda aralarında hiyerarşi olur mu, sosyal davranışları var mı; bazı takıntı gibi görünen davranışlarının nedeni ne; hepsi yapıyor mu, hepsi böyle mi yoksa çok tipik görünen davranışlarının arasında küçük karakter özellikleri var mı; ve biz ne kadar objektif yorumluyoruz davranışlarını ve bu davranışlara anlamlar yüklerken ne kadarında insan olarak kendi düşünce ve davranışlarımızı referans alıp yanılıyoruz?
Yani derin bir konu. Ve sadece kendi evimizdekileri görüp tanıdığımız için hiçbir net sonuç yok, hiçbir genelleme de yok.
Hadi biraz bu derine birazcık inmeye çalışalım. Gözlemlediğimiz neler var neler yok hepsini birleştirmeye çalışalım. Ayrıntılı yazalım, minik detaylar yakalamaya çalışalım ama tarif ederken davranışlara duygu/düşünce atfetmeyelim. Yani objektif anlatalım ki sonra anlamaya; nedenleri, ilişkileri çözmeye çalışırken hipotezimiz çok olsun.
Öncelikle eski yazılardan:
http://www.hepsievcil.com/App/Forumlar/Cevaplar.aspx?KRef=5&FRef=30&BRef=25523
http://www.hepsievcil.com/app/Forumlar/cevaplar.aspx?KRef=5&FRef=30&BRef=20592
Pınar neden sende bu kanepeden yapmıyorsun? Bizim keratalar daha önce karşılıklı taktığım tellerin üzerinde burun dışarıda uyuyordu. Yeni akvaryuma geçince böyle bir şey yerine akvaryumun tüm kenarlarına takılabilen bir kanepe yaptım. Pilexiglas şeritler kestirmiştim lazım olur diye, onları suya dayanıklı bir yapıştırıcıyla yapıştırdım, şekil vermek için de ocağın yakınında tuttum, biraz ısınınca eğilmesi çok kolay oldu. Şimdi bu kanepenin üzerine vücutlarını koyup rahat rahat burun dışarda uyuyorlar.
Konu mankenlerimiz her ne kadar şimdi uyumasa da hemen hemen böyle vucutları suda burun dışarda uyuyorlar.( Şu anda yem zamanına yarım saat kaldığı için dilenme örneği sergiliyorlar :))
Yok frozencım, taşmıycak diğer sayfaya geçince, ikinci mesajımda başlıyor taşkın yıldızlarım çünkü :)) (konuyu üste çıkarmak için nasıl bahane ama :D, diğer evlerdeki durumları da bekliyoruz ;) )
Ben kaplumbağamı 3 gün önce aldım şu küçük ağaçlı plastik kapda yaşıyor ne zaman akvaryuma geçir meliyim?
Derhal büyükçe bir akvaryuma geçirmelisin. Neler yapman gerektiği yukarıda var.
Bu gün komik bir şey oldu, akvaryuma bir tane üzüm attık Aybala pek ilgilenmedi önceleri, Aybars ise çok sevdi ve parçalamaya başladı. Bunu gören Aybala sürekli olarak Aybarsı taciz etti, Aybars ağzında üzüm dört döndü akvaryumun içinde ama sonunda afiyetle yedi. Şimdi buradan nasıl bir sonuç çıkarıyoruz? Kendisinin yemeyeceği bir şey olsa da, diğeri yer de büyür akvaryumdaki güç dengeleri bozulur diye mi düşünüyor acaba :))
Atalarımız ne demiş ;
Komşunun üzümü komşuya kiwi gibi gözükürmüş....
Yoksa tavukmuydu ???
Ağızdaki şey yemektir , geç anladım ama o halde bende isterim psikolojisi
Çok komik oluyorlar yahu :))
Sanırım kaplumbağalarda biz insanlar gibi küsebiliyorlar. ailemle birlikte 2 geceliğine şileye gitmiştik 2 gece olduğ uiçin kaplumbağamı evde tek bıraktım.Geldiğimde birkaç gün hiç ilgilenmedi benimle.Ancak yemek yedi biraz.Yanına gelince benden kaçtı falan.Oysa sesimi duyunca hemen kafasını kaldırırdı:D şimdi yine ilgileninde barıştı benimle:D Birde acayip kaşınıyor.Tırnaklarım uzun olduğu için sevdiğimde tırnaklarıma kabuğunu sürtüyor acayip komik bi hal alıyor.Bende arada kaşıyorum onu yarıda bırakınca kaşımam için elime geliyor kerata:D
Bütün başlığı az önce baştan sona okudum.Çok güzel bir başlık olmuş.Ben de Pınar Hanımın dediği gibi bazı yerlerde ben de "heh işte benim bıdıklar" , ya da "aa benim bıdıklar böyle şeyleri hayatta yapmazlar" dedim. Bizim kaplumbağalar 3 tane.Aslında 1 tane bakıyordum çünkü ilk aldığım zaman 1 tane almıştım.Sonra iyice araştırmalarım sonucunda iyiki de 1 tane almışım dedim.Bakımının bu kadar zor olduğunu bilsem almazdım.Aslında problem bakım değil onlara doğal ortamlarındaki gibi ideal ortamı sağlayamamak korkum.Neyse.Daha sonra diğer 2 bıdığı ölümden kurtardım , yani almam tamamen yardım için oldu.Onu da başka bir başlıkta anlatırım.Kusura bakmayın biraz dağıttım başlığı.Konuya döneyim. Benim bıdıklar henüz küçükler , en fazla 8-9 aylıklardır.Yani henüz 1 yaşlarına girmediler.Zaten benim eski 1. bıdık baştan beri iyi bakıldığı için yaşıtlarıyla hemen hemen aynı boylarda olmalı ve 5-5.5 cm civarı.Yani henüz daha küçükler. Bu yüzden el titretme gibi bir durum yok.Hangisi dişi hangisi erkek onu da bilmiyorum.Tek isteğim umarım büyüdüklerinde kavga etmezler. Bana hala alışamadılar.Beni gördükleri anda öcü görmüş gibi hemen suya atlıyorlar.Paludaryumun tepesinde gün boyu ısıtıcı lamba yanıyor.Lambanın sıcaklığını çok seviyorlar , ben yokken sürekli kuru alanda ışıklanıyorlar.:)Bir de benimkiler beraber ışıklanmaya bayılıyorlar.Kuru alan çok geniş değil fakat ayrı ayrı güneşlenebilme imkanları var.Buna rağmen üst üste ışıklanmayı seviyorlar.2si üst üste 1isi de diğerlerinin dibinde ona temaz edecek şekilde ışıklanıyorlar. Benim çocuklardan 2si çok saygılıdırlar.1isi kuru alana yem almak için çıkarken diğeri onu bekler.Birisi yemini alır suya iner o öyle çıkar.Ama 1 tanesi de canavar.Paludaryuma koyduktan 1 saat sonra kuru alandaki yemleri keşfettiğinden beri her yem koyumunda hemen deli gibi karaya çıkıyor yemi alıyor ve atlıyor.Arada ne bir yüzme ne bir dinlenme.He bu yemi almaya çıkarken de önüne bir kaplumbağa çıksın çıkmasın onun için farketmez.O kaplumbağanın üzerinden tırmanır , çatlak.Saygısız işte.:POğlum diyesim geliyor bazen , hem kızlara toz konduramıyorum hem de böyle aktif çılgın bir hayvan.(Sanki dişiler çok sakin ya:D) Sizin kaplumbağaların güneşlenmeyi sevmemelerine birazcık şaşırdım.Benim bıdıkları camımın önünde minik bir Beta plastik akvaryumunda güneşlendiriyorum.(Bundan sonra plastik kaplumbağa kabında güneşlendireceğim , güneşin geliş açısı değişiyor diye sürekli kabı güneşe doğru döndürmek zorunda kalıyordum.Direkt güneş ışığı alsınlar diye.Artık bu sorunu da çözdüm)İlk başta deli gibi kaptan kaçmaya çalışıyorlar ama sonra yan gelip uzanıyorlar dip dibe.Hatta ayak hizasında azıcık da su döktüm mü serinlesinler diye zevkten dört köşe oluyorlar.Öylece uzanıp güneşın sıcaklığını vücutlarına alıyorlar. Yalnız bu aralar bir alışma sürecindeler.Eskiden beni görünce deli gibi suya atlayıp ısıtıcının arkasına kaçan kırmızı kafalı çocuğum kuru alanda beni görünce sadece beni izliyor.Hatta elimi suya soktum bir şeyler yaptım , hiç oralı olmadı.Ki bu kaplumbağam yukarıda anlattığım gibi cingöz yemeğin farkında olan bir kaplumbağa değil , yani benim yemek verdiğimin farkında değil.Her neyse ben bu alışmadan mutluyum. Şimdilik bu kadar.Arkası gelecek...:)
Pınar hoşgeldin, Melek tosbağasının da gözü aydın :) Ne tatilmiş yahu çok boşladın Melek`i , haklı tabii tosbağa :) Değerli görüşlerini özlemiştik, selamlar.