Sürüngen Forumları > Kaplumbağa
Akvaryumu Büyüttüm - Melekondu :D - 4.sayfa
Arkadaşlar, Melek Bey`in mevcut akvaryumunu daha verimli kullanmak için yaptığım düzenlemeleri aşama aşama paylaşmak istiyorum. Akvaryumun dışında bulunan kuru bölgeler akvaryumu tam kapasite kullanmaya olanak verirken, türlü yapım zorlukları, düşünülmesi gereken detayları bulunduğu için pek yaygın değil. Umarım bu çalışma böyle bir düzenleme yapmak isteyenlere yeni fikirler verir :) Ayrıca tabi yorumlarınızı duymak için de çok hevesli ve heycanlıyım :)
80x35x50 ölçülerinde bir akvaryumumuz vardı Melek`in yaşadığı. Kuru bölge tam akvaryumun yarı hizasında bulunan üstü taş döşenmiş bir cam platformdu ve tabi akvaryumu yarı yarıya suyla doldurabiliyorduk. Akvaryumumuzun önceki düzenlemesi bu şekildeydi:
Ama minik Melek hızla büyümeye devam etti, hem akvaryumun küçük gelmeye başladığını hissedebiliyordum, hem de akvaryum çok çabuk kirleniyordu; bize daha çok su, daha geniş kuru bölge ve de bir dış filtre lazımdı, ve de Melekondu projesi böyle ortaya çıktı :D
Suyu yükseltmek için de bize akvaryumun dışında bir kuru bölge gerekliydi, yani akvaryuma bi nevi "kat çıkma"lıydım :), hem böylece çok daha geniş bir kuru bölge de yaratabilirdim. Ama suyu yükseltirken kuduruk Melek`in kendini akvaryumdan aşağı atmasını da engellemek gerekiyordu, tüm kenarları yükseltmek lazımdı, ama bunu nasıl yapmalıydı.. Böylece uzun bi düşünme ve araştırma sürecine girdim, sonunda gerekli malzemeler, planlar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı:
Öncelikle iki yanı açık cam bir kutu yaptırdım bir camcıda (ölçüleri 40boy x 35en x 25yükseklik). Bu kutunun eni tam da bizim akvaryumun eniyle aynı ölçüde olmalıydı, yüksekliği de lambaların konumuna uygun olmalıydı, ölçüler buna göre belirlendi.
Yükseklikler ve kuru bölgeye çıkacak rampa için plexiglass kullanmaya karar verdim, bir tabelacıdan belirlediğim ölçülerde levhaları kestirdim.Rampa konusunda Frozen`ın bir yazısı bana önemli bir ipucu verdi, tabelacı istediğim ölçülerde düz olarak kesilmiş bir plexiglassa basit bir işlemle ortasından eğim verdi. İstediğimden biraz daha dik oldu eğim malesef, ama Melek sorunsuzca (hatta kuru bölgenin ucunda birini gördüyse koşarak :))) çıkabiliyor neyseki. Toplam bir arkaya, bir öne, bir yan tarafa ve de bir rampa için olmak üzere uygun ölçülerde 4 tane levha kestirdim.
Böylece ana malzemeler hazırlanmış oldu. Rampa ve kuru bölgeyi düzgün taşlarla kaplamak için Kemerburgaz`daki taş marketlerden 1-2 torba geniş, yassı taş aldım. Eve gelince öğrendim ki kuru bölge için aldığım koyu yeşil-beyaz çizgili taşlara "melek taşı" deniyormuş, o da hoş bir tesadüf oldu :). Rampa için ise bir miktar yassı dere çakılı aldım. Hepsini sıcak suda bekletip yıkadıktan sonra kullanıma hazırdı:
Öncelikle rampaya taşları nasıl yapıştıracağımı belirmek gerekiyordu. Silikon kullanacağım için iyi bir plan yapmak lazımdı. Ardından akvaryum silikonu kullanarak yapıştırma işlemine geçtim ve kurumaya bıraktım. Silikon eğer taşar, damlarsa anında aseton ile çıkarılabiliyor. (not: taşlarla döşenmiş yüzey, rampanın suya doğru inecek olan kısmıdır):
Daha sonra platformu cam kutuya yapıştırma aşamasına geçtim. Rampayı tam olarak cam kutunun içine yerleştirilebilecek şekilde kestirmiştim. Rampanın taşsız olan kısmını silikonlayıp kutunun içine yerleştirdim, üzerine ağırlık koyarak yine kurumaya bıraktım:
Ardından sıra cam kutunun içini taşlarla döşemeye geldi. İşin en zor kısmı buydu, arada riskli boşluklar kalmayacak, mümkün olduğunca düz bir zemin olarak şekilde taşları nasıl düzenleyebileceğimi planladım ve yine yapıştırma-kurutma işlemine geçtim, toplam 2,5-3 gün kurumasını bekledim:
Sıra yükseklikleri hazırlamaya gelmişti. Arka tarafa yapıştırılacak olan plexiglass yükseklikte, daha önceden ölçerek belirlediğim boru ve kabloların geçmesine uygun boşluklar da bıraktırmıştım. Arka tarafa yapıştırılacağı için hoş görünsün diye akvaryumun içinde de kullanacağım hazır arka fonu uygun şekilde kesip çift taraflı şeffaf bantla yapıştırıp hazırladım. Bu L şeklindeki yükseklik, cam kutu ile birleşeceği için cam kutunun arkasına da görüntü bütünlüğünü sağlayacak şekilde arka fonlardan yapıştırdım:
Akvaryum içinde kullandığımız ekipmanlar: Tetra Tec ex700 dış filtre, 200 watt Sera ısıtıcı, Eheim pick-up 2010 iç filtre.
Dış filtrenin malzeme seçimi ve sıralanışını çok fazla miktarda katı atık, bitki kalıntıları olduğunu ve Melek`in müthiş dışkı potansiyelini düşünerek ayarlamaya çalıştım :). En alt sepette geniş gözenekli bir sünger olan Ehfi fix, onun üstündeki sepette önce seramik borular ardından normal sünger, bir üstteki sepette normal sünger ve onun üstüne substrat, ve en son sepette 300 g. kadar zeolit torbası, normal sünger ve son olarak ince bir tabaka elyaf var. Dış filtre konusunda çok tecrübesizim, çok araştırmama rağmen bu dizilimin bir kaplumbağa akvaryumu için de uygun olup olmadığını zaman gösterecek tabi.
Cam kutu şeklindeki kuru bölge çok ağır olduğundan akvaryumun kenarına monte etmek içime sinmedi. Bu yüzden tam akvaryum+sehpa yüksekliğinde küçük bir kitaplık yaptırdım bir mobilyacıda ve cam kutuyu bunun üzerine yerleştirdim. Akvaryumun arka kısmına da yine aynı hazır arka fonlardan yapıştırdım ve filtre borularını yerleştirdim. Önceden kullanmıyordum ama artık akvaryum tam kapasiteye çıkacağı ve ağırlık artacağı için akvaryum forumlarında hep vurgulandığı üzere akvaryumun alt camı ve tepsi arasına 2 cm.lik yumuşak straforlardan koydum. Bu önceden hesabedemediğim yükseklik sebebiyle aynı şekilde cam kutunun da altına uygun bir kalıp strafor yerleştirmem gerekti:
Alttaki ilk fotoğrafta arka yükseklik, ikinci fotoğrafta da ön ve yan yükseklikler yerleştiriliyor. Daha sağlam olması ve bütünlüğü oluşturmak için arka ve ön yükseklikler L şeklinde ve cam kutu ile yanlardan birleşiyor, bu kısımda da yapıştırılıyor. Ve suyu dolduruyoruz :), akvaryum içindeki malzemeler ve kuru bölge lambaları yavaş yavaş yerleştiriliyor:
Plexiglass yükseklikleri önce 4 sıra olacak şekilde şeffaf, çift taraflı bantla yapıştırmıştım, ancak sonra süngerli, yumuşak, beyaz bantlarla değiştirdim, görsel olarak daha kötü oldu ama daha sağlam ve güvenli oldu böyle sanırım. Küçük ayrıntılar da düzenlendikten sonra değişik açılardan akvaryumumuzun son hali ve Melek Bey`in komik pozları :D
Sevgili Pınar, güzel sözlerin için çok teşekkürler. Ceviz ile fındık ilk geldiklerinde gazoz kapağı kadarlardı, daha iri ve açık renkli olanı Ceviz, koyu renkli ve diğerinden epey küçük olanı da Fındık diye o sıralar 4,5 kızım adlandırdı. Zamanla Fındık oburluğu ve utanmazlığı nedeniyle azmana dönüşüp, sürekli tepesine çöktüğü Cevize göz açtırmamaya başladı... Hatta ürkek bir tavşan gibi saklanmaya çalışırken açıkta kalan kuyruğunun yarım santimlik uç kısmı canavar Fındık`a yem oldu!!!!! Sanırım ikisi de erkek ve daha dominant karakterli olan hakimiyetini ilan etti, sonunda ikisini ayırmak zorunda kaldık, şimdi Fındık onu çok seven ve gayet iyi bakan emin ellerde, istediğimiz zaman onu görmeye gidebiliyoruz, yalnız kaldığından bu yana giderek sosyalleşmeye başlayan Ceviz ise tek kendisine kalan akvaryumda cirit atıyor!! :)))) Türleri Emys Orbicularis zannederim. Şu anda Fındık yaklaşık 10 cm kabuk boyuna sahip, Ceviz ise 9 cm falan, 2,5 yaşındalar, en çok gammarus karidesleri seviyorlar, Fındık öyle obur ki ne bulsa yiyor ama Ceviz çok seçici, son dönem Aybala ve Aybars abilerinin maceralarından aldığımız tiyoyla denediğimiz üzüm en favori besini ve eğlencesi oldu, üzüm tanesini gördüğü anda şapır şupur aceleyle kendini yüzeye atıp, kalesini koruyan minik bir sutopu oyuncusu gibi yarı beline kadar suyun dışına çıkarak havada kapmaya çalışıyor!!! Akvaryumumuz küçük ama şimdilik yetiyor. 50x25x35 ölçülerinde, 100w ısıtıcımız ve dış filtremiz var, kuru bölge olarak plastik bir rende kullandım ama son günlerde afacanlaşan Ceviz Bey alttan üstten kafa darbeleriyle rendeyi vantuzlardan düşürüyor, sabitlemenin daha iyi bir yolunu bulmalıyım... Bu arada evimizin diğer sakinleri Lucky kedi kızımız ve Boncuk (lovebird) kuş kızımızı da anmadan geçersem alınabilirler...:))) Hepimizden hepinize kucak dolusu sevgiler, harika bir topluluksunuz ve de iyi ki varsınız!!!!
Tinycat Bizden de sana kucak dolusu sevgiler , daha çok yaz lütfen. Cevizi ve bahsettiğin kızları anlatırsan severek okuruz. Sizin eve bide kuçu lazım.O zaman kadro tamam olur. Ne güzel Bremen mızıkacılarının su kaplumbağalı versiyonu. Forumdaki ilk günlerimde kedi ve kaplumbağa ilişkisi üzerine sevimli resimler koymuştum. Sizin evde de benzer sahneler yaşandığına eminim.
:) Sevgili Tinycat gerçekten mutlaka daha çok yazmalısın bize. Kalesini koruyan sutopu oyuncusu benzetmesi çok hoş :), gerçekten tam da öyleler dimi, boyunlarını upuzun uzatıp eller (eller?:) şıp şıp şıp, kafa yemi takip ederken bi sağa bi sola, "gör beni, besle beni, açım, çok açım ben" bakışları...:D Acaba "ceviz kabuğu giydirilmiş kertenkele"lerin ;) kırmızı yanaklı kuzenlerinden farklı davranışları olup olmadığını da merak ediyorum. Lucky hanımın akvaryuma tepkisi nasıl peki, şirin, meraklı bakışlarla cama yaklaşışı gözümün önüne gelir gibi oldu, hamle var mı peki? :) Görüşmek üzere..
yazmadan edemicem pınar kendimi gülmekten alıkoyamıyorum. şevkin, soruların çok hoş. ben de çok merak ediyorum farklı hayvanların birbirine tepkisi nasıl oluyor acaba. merakla ben de bekliyorum tinycat1`in cevabını.
Hamle öncesi
kaplumbağa : erkeksen gelsene aşağı ...naniik naniiik .
kedi : Ah orada su olmasaydı gösterirdim ben sana !
Sevgili Pınar ve Frozen, (ve de diğer tüm forum sakinleri) bizim evde anlatacak atraksiyon çok; Lucky (ki kendisi 11 yaşında geçkin bir kız olup, son zamanlarda kendini bebek zanneden oyunbaz hareketlerinden anladığımız kadarıyla hafiften bunama emareleri göstermekte..:))) kediler aleminin en tuhaf üyelerinden biri olarak ne kuşa ne de tosbişe türünün gerektirdiği ilgi ve alakayı göstermemekte, tam aksine akşamları serbest bıraktığımız Boncuk hanım onun üstüne kamikaze uçuşları yapıp kuyruğunu kulağını gagalamaya çalışmakta :))) Bu arada kuçumuz da var; Tarçın Bey, şahane bir Golden retriever olup, yerimiz müsait olmadığından işyerinde bahçe imkanı olan dayısında ikamet etmekte, dayı bey ayrı alem, evinde iki adet tostoraman koskocaman kapkara kedisi ve yakın zamanda başına tebelleş ettiğimiz azman Fındık efendi ile haşır neşir... Yani anlayacağınız arkadaşlar, bizim aileden küçük çaplı bir sirk olur, maceralarımız ise anlatmakla bitmez :)))))))) Hayvanlar alemine bizim gibi sevgiyle yaklaşan siz güzel insanların anlattıklarını okumak da apayrı bir keyif, kendimizi normale yakın hissettiriyor :))))))))
Aslında ilginç oluyor.Mesela av köpeği bir kızım var o kaplumbağam suda yüzerken onu pür dikkat izliyor.Hani çitalar avlarına koşmadan önce kıpırtısız onu izler ya bizim kız da öyle.Birbirlerine şok içinde bakıyorlar.:)
Ne kadar tatlı anlatıyorsun tinycat :), sirkinizi kıskandım :)
Bu da benden "hamle serisi" :) Kahramanlar aynı diil galiba ama..
İçine düşecek kedi ya...Bizim köpişi de bıraksak aynen o kedi gibi zıplayacak paludaryumun durduğu yere.:)Kaplumbağayla köpişin o birbirlerine acayip acayip bakışlarını izlemek ve birbirlerinden korkarak kaçmaları çok komik.
Güncel kalsın :)