Sürüngen Forumları > Kaplumbağa
Mantar hastalığı için baştan önlem alına bilirmi ?
Selam arkadaşlar,Japon akvaryumum var.Her su değişiminde mantar ve bakterilerden korumak için mutlaka belli ölçüde kaya tuzu ve Ichthyo damlatıyorum. Kaplumbağ akvaryumuna`da kaya tuzu koysam kaplumbağlar için zararlı olurmu, Kaş yaparken göz çıkarmaktan çekiniyorum. Bu konuda bilgilerinize ihtiyacım var. SAYGILARIMLA
Suyu disiplinli olarak değiştirirsen , filtren yeterli , fitrasyonun doğruysa , kaplumbağanın kalsiyum metabolizması düzgün çalışıyorsa ve kabuk yapısı sağlıklıysa , kuru bölgen varsa kaplumbağan hergün iyice kuruya biliyorsa...Korkma. Tuza kimyasala hiç gerek yok. Ara sırada kabuğunu ılık su altında kaplumbağanın kafasına çok dikkat ederek kendin temizlersen çok daha iyi olur.
12 W`lık filitrem sürekli çalışıyor,güneşin bol olduğu günlerdeyiz ve güneşten bol bol faydalanmalarını saglıyorum, akvaryum`da kuru bölgeleri var.Yemlerinide başka bir kapta vermeye dikkat ediyorum.Kabukları ve beslenmeleri çok iyi.Verdiğiniz bilgi için çok teşşekürler.
İlk cevabı biraz geçiştirdim bazen insan o anki ruh yapısına göre uzun yazmaya isteksiz oluyor , anlarsınız.
Kokpit in kaplumbağası daha sağlıklıyken bunu düşünmesi çok önemli , çünkü rahatsızlık başladıktan sonra tedavi çok daha eziyetli , çok daha masraflı ve çok daha can sıkıcı olur. Mantar ve diğer rahatsızlıkların oluşmasındaki ana faktör sudaki bozuk hijyendir. Hijyen sağlamakta çok kolay değildir. Kaplumbağalar çok ciddi kirleticiler tabi bu onların suçu değil. Onları kendi lağımlarında yüzdüren bizleriz. Bu yüzden her zaman çok su , çok su hacmi diye çırpınıyorum. Isı eksikliği bence 2 ci sırada gelir. Isı eksikliği kaplumbağanın direncini savunma sistemlerini düşürdüğü için kaplumbağa daha kolay hasta olur. Her zaman heryerde var olan fırsat kollayan mikroplar kolayca savunma sistemlerini aşar ve hastalık yapar. Suda hijyen varsa ısı eksikliği kaplumbağayı sersemletir ama büyük dertler açmaz . Tabi bu teorik bir durum çünkü akvaryumlarda hijyen sağlamak deminde belirttiğim gibi çok zor. Isıtıcıları varkende hasta olmaları sorunun esas kaynağının ısı eksikliğinden ziyade sudaki hijyen olduğunu çok net belirtiyor bize.
Mantara karşı savunma yapmak için önemli olan şeyler şunlar
1- sudaki hijyeni mümkün olduğunca düzgün tutmaya çalışacağız
2-kaplumbağamızı disiplinli bilinçli besleyeceğiz , kalsiyum ve vitamin d3 takviyesi yapacağız . Bu takviyenin nasıl olacağı size kalmış Ya direk kontrollu güneşlendirme ile olur ve daha doğal olur yada oral yoldan devit3 ile olur. Ama hep yazıyorum aşırıya kaçmayın. Yemlerinde varsa çok fazla takviyeye gerek yok ama yemdeki kalsiyumun ne kadarı kaplumbağada kalıyor işe yarıyor orası hep şüheli.
3 - Kaplumbağanın günlük kuru bölge seansları yapması , ısınma lambası altında toptan kuruması lazım. Bu üzerinde oluşacak zararlı mikro organizmalar açısından çok etkili bir savunma. Zaten bilirsiniz bu hayvanlar arka ayaklarınız gererek boş yere yatmıyor lamba altında. İhtiyaçları var ve onlar bunu bilir kendilerini ayarlar. Diyelim sizin kaplumbağanız ortamdan ürküyor yada şu bu nedenle hiç kuruma yapmıyor. O zaman siz müdahele edin , kesinlikle sizin kontrolunuz altında kaplumbağanın arasıra toptan kurumasını sağlayın. Sakın kutu içinde güneşe bırakıp gitmeyin , aşırı sıcaktan sandığınızdan çok daha fazla rahatsız olur hatta ölür.
Tüm konular A sında Z sine bir bütün halde birbiriyle ilişkili bağlantılıdır. Birinde hata yaparsanız diğerleri de peşi sıra yıkılır. Mesela beslenme hatası yapıyorsanız , hergün güneşlense bile kabuk sağlığı bozulur.
Ne kadar uzun yazarsam yazayım esas yazılması gerekenin binde biri bile olamıyor malesef..
Verdiğiniz tüm bilgiler için tşkr.Hijen konusunda yazdıklarınıza katılıyorum,Her 2 akvaryumumun suyunu yarı yarıya hiç değiştirmedim, tamamını boşaltıp hem akvaryumu, hem kumlarını,filitre süngerini yıkarım.Balık akvaryumu ayda 1, kapluş akvaryumu haftada 1. muhabbet kuşumun kafesi haftada 1.Bir hayvanı alıp akvaryuma veya kafese koymakla bitmiyor o seyir kısmı.evimize aldığımız her hayvanın sorumluluğunuda almış oluyoruz..kaplumbağlar konusunda yeniyim merak ettiğim konuyu`da araştırarak öğreniyorum.Siz`den ve sitedeki tüm arkadaşlardan bir şeyler öğreniyorum tekrar tşkr..Bu arada Kapluşlarım için balkonda güneşden daha büyük bir tehlike var. Kargalar :)
Asıl tehlikenin düşük ısıdan ziyade yeterli ve etkili şekilde filtre edilmeyen az miktarda su olduğu sıkça pas geçilen bir gerçek, frozen`ın dikkat çektiği konu çok önemli. Sanırım bu yüzden ölüm fanuslarında kalan kaplumbağalar yazın bile göz şişmesi, iştahsızlık, akciğer sorunları ve sonunda ölümle sonuçlanan sürece giriyor, halbuki bu sıcaklarda 3-5 litre su rahatlıkla en az 26 derece oluyordur. Yada bililnçsiz bakılan, hiçbirşeysiz hasbelkader 3-4 sene (hatta bazen daha da fazla) yaşayan kaplumbağaların ortak özelliği bir şekilde ya geniş bir plastik kap, leğen, yada ısıtıcısız, ısınma lambasız da olsa bir akvaryum ortamında yaşamaları; sabit sıcaklık yok ama hiç olmazsa daha çok su ve dolayısıyla daha temiz suyla hayatta kalmayı başarıyorlar sanırım. (bu asla bir öneri değil, yanlış anlaşılmasın, mutlaka tüm ekipmanları tamamlamalıyız, nefes almakla yaşamak aynı şeyler değil tabi ki ).
Bu yüzden filtrasyon ve su değişimi konularına mutlaka ayrı bir dikkatle eğilmek gerek, öyle deniz derya bir konu ki üstelik. Akvaryum sitelerini takip etmek bu açıdan çok faydalı.
Dış filtre söz konusu olan kaplumbağalar olunca eninde sonunda mutlaka alınacak en hayati ekipman, şelale/askı ve iç filtreler çok kısa süre sonra çok yetersiz kalıyor.
Yaygın yanlışlardan biri suyu komple değiştirip oturmuş su düzenini bozmak. Bu zaten sadece eğer az su ve küçük bir akvaryum varsa ilk aylar yapılabilcek, sonra insanı canından bezdirebilecek birşey, üstelik yararlı bakteriler adına da toptan katliam.
İkinci bir yaygın yanlış filtreyi kapatmak. Filtre 7/24 çalışmalı mutlaka. Yine aynı mantık; yaralı bakterilerin filtre malzemesi üzerinde konuşlanması için filtre içinde sürekli su akışına ihtiyaç var.
Süngeri tertemiz yapmak için iyice yıkamak, süngeri çeşme suyu altında yıkamak da diğer bir yanlış, tabi bu tüm biyolojik filtrasyon malzemeleri için geçerli. Bu malzemeleri yıkarken sadece akvaryumdan alınan su kullanmak lazım ve temizlemek için de bu akvaryum suyu içinde tek bir vink vink yeterli :) , hafifçe bir arındırma yapılmalı yani sadece, derinleme temizlik yapmak bu malzemelerde sanılanın aksine yine aynı nedenden dolayı zararlı. İç filtrede sünger çevresine çok ince bir tabaka elyaf sarıyor ve filtre temizliğinde süngeri hiç yıkamadan sadece elyafı yenisiyle değiştiriyorum, bu yöntemi iç filtre süngerleri için gerçekten tavsiye ederim, hem sünger suya deymemiş oluyor hem de filtre temizliği bu yolla pratik..
Biyolojik filtrasyon, mekanik filtrasyon, kimyasal filtrasyon ve kombinasyonları hepsi ayrı ayrı ele alınması gereken gerçekten uzun ve detaylı konular. Nedense, baktığımız kaplumbağalar temel olarak akciğer solunumu yaptıkları için balıklar gibi özenli bir filtre sistemine, biyolojik filtrasyona gerek yok, mekanik yeter gibi ayrı bir yanlış düşünce de var. Kaplumbağalar büyük, kakalar da büyük :), amonyak had safhada ve bu suyun içinde yaşıyorlar; yani asıl en çok bizim tümüyle doğru ve etkili çalışan bir filtrasyona ihtiyacımız var.
İşin sadece filtrede bitmediğini kesinlikle atlamamak lazım. Amonyak, nitrit, nitrat ilişkisi, yani azot döngüsü eğer kaplumbağalarımız bitkili jungle akaryumlarda yaşamıyorsa azot gazı ile son bulmuyor :) Diğer bir deyişle çok zaralıdan daha az zararlıya doğru filtre ile gidebileceğimiz en son nokta nitrat. Bu yüzden mutlaka mutlaka az az ama sık sık yapılacak su değişimleri son derece önemli, nitratı ancak kol gücüyle tasfiye edebiliriz çünkü :) Bu su değişimleri için kolay yollar bulmak temizlik işinden bıkmamak, kaytarmamak için çok gerekli :) İç filtre yada hava motorlarının çıkışına hortum takarak ve bu hortumun diğer ucunu doğrudan tuvalete vererek bu işlemi yapmayı ben çok öneririm.
Pınarcım çok teşşekür ederim verdiğin bilgiler için. Pınarcım dediğim içinde yanlış anlama,İzmir yazısını görünce toprağımın kokusu geldi biran. Verdiğin bilgileri okudum ve filitre süngerini musluk altında yıkama yanlışını, ve komple su değişimini sık yaptığımın yanlış olduğunu öğrendim, yararlı bakteriler olabilecegini hiç bilmiyordum. Tüm akvaryumu, ekipmanlarını sık temizlersem kaplumbağlarımı daha sağlıklı tutarım diye düşündüm, japon balıklarıma beyaz benek denen bir hastalığa yakalandılar. Hiç bilmediğim bir hastalıktı erken farkettiğim için petşopcumun yardımıyla kayıpsız kurtardım. balıktan kuma ve ordan başka bir balığa geçerek yayılan bir bakteriydi,Kaplumbağ akvaryumumu ve ekipmanlarımı sık temizlemem onları korumak içindi. Bilgilerini paylaştığın için tekrar tşkr,
Kokpitcim :), ya bu filtre konuları gerçekten o kadar detaylı ki, nitrosomonas ve nitrobakter isimli aerobik bakterilerin yaptığı nitrifikasyon var, daha nazlı ama nitrata bile sözü geçen kardeşi anaerobik bakterilerin yaptığı denitrifikasyon var, ayrıca tabi artık saf saf baktığım bir sürü başka biyolojik ve kimyasal dönüşüm, türlü mikroorganizmalar, sudaki pH, oksijen, filtre malzemeleri vs. vs....kaybolmamak imkansız. Bunlar konu açılmışken yazılarda birazcık geçsin dedim ki karıştırılacak anahtar sözcüklerle ilgili minik ipuçları olsun, temel prensipler belli olsun, filtrasyon basit bir su süzme işlemi gibi görülmesin. Yoksa tümüyle bunlara hakim olmak kendi adıma konuşıyım beni çok çok aşar. Ben de ilk aylar çoook taşıdım akvaryumu banyoya, bütün suyu boşalttım sildim parlattım :), ondan sonra karıştıra karıştıra detaylara bulaşılıyor, ama işte küçük fakat önemliymiş hep bunlar. Kolay gelsin..