istanbuldan 3 aylik prens,onu ölene dek terketmeyecek sahibini ariyor...

Merhabalar,Ben istanbul kadikoyde oturuyorum. Sokaktan(parktan) yavru bir köpek buldum,uyuz hastalığına yakalanmıştı.. Çok iyi beslenmesi gerekiyordu,uyuz hastalığına büyük ihtimalle annesinden erken ayrılmış olduğu için (daha doğrusu onu annesinden ayırmış oldukları için) yakalanmış olmalı çünkü araştırmalarım sonucu ve veterinerin dedigine göre bağışıklık sistemi düşen köpekler bu tür hastalıklara yakalanırmış.. Yeterince süre anne sütü emmemiş olması nedeni ile hastalıklara açık hale gelmiş ve uyuza yakalanmış..ve bir vicdansız onu büyük bir ihtimalle annesinden ayırarak parka terk edip gitmiş... bir kopegin en az 2 aylik olana kadar anne sutu emmesi gerekirki saglikli olabilsin,hastaliklara acik hale gelmesin..ama onu anlasilan annesinden erken ayirip parka terketmisler...Onu parkta buldum , hergün süt getirmeye başladım ona.. Bir sabah gittiğimde onu bulamadım,bir kişi barınağı aramış,barınaktan gelip almışlar onu,barınağa götürmüşler... Bunu park görevlisinden öğrendim allahtan,yalnızca 2 saat önce götürmüşler onu barınağa.. bende atladım,hemen gittim barınağa ve buldum , aldım onu oradan...(daha doğrusu kurtardım onu o ölüm kampından...) Yıllardır barınakları çok yakından tanıyan biriyim,yıllar önce yine bir sokak köpeği bulmuştum ve o zaman yaşımda küçüktü,barınakların ne kadar korkunç yerler olduğunu,bir köpeğin orada hayatta kalma şansının neredeyse hiç olmadığını bilmiyordum o zamanlarda.. Barınaklar hakkında hiçbirşey bilmeden,tüm iyi niyetimle onu barınağa bıraktım.. ve sonra barınaga gide gele ve hayvansever yahoo e-mail gruplarında (haytap,dünyayalnizbizimdegil gibi) yapılan yazışmalardan (barınaklar ile ilgili) barınakların birer ölüm kampı olduğunu farkettim... Hergün,farklı farklı barınaklardan son derece olumsuz haberler okuyordum..örnegin barınaklardaki köpek sayısı barınagın kapasitesini aştığında, köpekleri uyutuyorlar ne yazıkki..yazın 35 derece sıcakta, kışın dondurucu soguklarda onları korumak için yeterli olanak yok...diyelim tüm bu olanaklar var...tüm bunlar olsa bile hayattaki en dogal hakları,özgürlükleri ellerinden alınmış ... daracık kafeslerde,sıkış tıkış, verilen yemekleri yemek için birbirleri ile kavga eden, ve ne yazıkki bazen açlıktan kavga ederken birbirlerini ısıran,hatta ne yazıkki öldüren hayvanlar.. kışın dondurucu soguklarda,bazen bir lokma bile bulamadıkları oluyor..oysa sokaklarda,en azından çöpleri karıştırarak hayatta kalabilme ihtimalleri var..oysa kafesler ardında,bayramda,dogal afetlerde,oralara gidemeyen gönüllü kişiler oluyor ve bir lokma ekmek,su bulamadıklarından açlıktan,susuzluktan,sevgisizlikten,bakımsızlıktan can veriyorlar..en kötüsüde birçok zaman kafesin içerisine yaptıkları tuvaletlerinin içerisinde uyumak zorunda kalmaları...bunlar aklıma gelen yalnızca birkaç olumsuz şey barınaklar hakkındaki...daha yüzlerce olumsuzluklar var barınaklar hakkında...dedigim gibi kafesteki yaşamları 5 yıldızlı oteldeki kadar iyi olsaydı bile,en doğal hakları olan özgürlükleri olmadığından,barınaklar,hayvanların hiçbirzaman mutlu olamayacakları bir hapishane... ama elbetteki yukarıda saydıklarımdanda anlayacağınız gibi 5 yıldızlı otellerdeki gibi şartlar yok, birer ölüm kampı barınaklar...o yüzden yalnızca hapishane degil,ölüm kampı oralar...işte bu nedenle barınağa götürüldüğünü öğrenir öğrenmez atladım gittim kurtardım onu oradan..neyseki daha yeni gelmiş olduğu için hemen bulabildim onu.. şu anda benimle evde kaliyor..su anda cok iyi beslendigi icin ve tedavi gormus oldugu icin cok saglikli... Bu yavruya ömrünün sonuna kadar bakabilecek,bahçeli evi olan çok iyi bir sahip arıyorum..(benim bahçeli bir evim olmadığı için alamıyorum.Daha önce apartmanda köpek besledim çok uzun yıllar boyunca. Ve bir köpeğin apartmanda hiçbirzaman mutlu olamadığını farkettim 14 yıl içerisinde..Bu nedenle bahçeli evi olan bir sahip arıyorum ona...) Ona en iyi turde mamalardan yediriyorum bagisiklik sistemi guclensin diye(ki guclendide..) uyuz tedavisi tamamlandi, uyuz hastaligi gecti artik cok sukur..ama yine de tekrarlamamasi icin cok iyi beslenmeli.. Keyfi yerinde,çok tatlı ve hassas bir köpek (bana göre..) Kafesini açıp başını okşadığımda mamasını yiyor,kafesinin kapısını kapadığımda hemen aglamaya başlıyor.. tek istedigi sevgi...Mamasini sevgi,ilgi olmadan yemek istemiyor.. Bekcilik yapabilecek kadar buyuk bir kopek olacak..(sokak kopegi yavrusu olmasi nedeni ile) Su anda yaklasik 3 aylik bir erkek yavru.. Uyuz tedavisi henuz yeni bitti.ve uyuz hastaligini atlatti.. Adini gecici olarak Toprak koyduk..Size dilerseniz Toprak`in resimlerini yollayabilirim..Fakat bu sagligini ona verdigim mamaya da borclu...cok iyi bir mama..Kuru mamalarin cogu,ne yazikki kopeklere zararli ve bunu cok az insan biliyor ne yazikki..Ben toplam 14 yil kopek besledim ve ben de bilmiyordum cogu kuru mama markasinin kopeklere zararli oldugunu..bunu uzun yillar arastirmalarim sonucu,ve amerika`da yasayan ve en az veterinerler kadar,hatta veterinerlerden cok cok daha fazla bilgili bir arkadasimdan ogrendim.. dilerseniz siz de okuyun bu yaziyi , ne demek istedigimi anlayacaksiniz, uzun bir yazi ama hayvanlarin sagligi icin okumaya deger bir yazi : havhav.com/forum/viewtopic.php?t=21106 (adresin en basina www yazmayi unutmayin..) Ben kuru mamalar hakkindaki tum bu korkunc gercekleri bana aktaran arkadasimdan birsey daha ogrendim : aslinda bu arkadasim tum kuru mamalara karsi... fakat eger hayvan sahiplerinin hayvanlari icin ozel yemekler pisirmeye hic vakitleri olmuyorsa, bu yukaridaki yazida bulunan mamalar gibi olmayan,icerigi tamamen dogal olan , iceriginde yukaridaki yazida bulunan o korkunc seylerden bulunmayan iki tane mama markasi varmis : isimleri sunlar : biri "Eagle Pack", digeri ise "wellness". Toprak eagle pack ile beslendi halada o mama ile besleniyor ve sagligi simdi cok iyi..tuyleri piril piril parliyor.. ve hayati boyunca da o mama ile beslenmesi cok iyi olur... Sokaktaki canlarin,petshoplarda satılan “cins” denilen hayvanlara göre sahiplenilme şansı çok az..cogu insan onları pis oldugu,hastalıklı olduğu gerekçesiyle ya da yeterince sevimli olmadigi (?!?) gerekcesiyle almiyor..Ama ne demisler,bakarsan bag,bakmassan dag olur..bakimli oldugu surece her hayvan güzeldir...Hayvanları ayırmak niye... Sokaktaki hayvana yuvasını acan,onu evinde besleyen insan sayısı çok az olduğu için sokakta yasayan bu canların , petshoplarda “cins” olduğu söylenilen diger canlara göre hayatta kalma şansları çok düşük..En çok onların bakıma ihtiyacı varken gidip “cins” denilen köpeklerden satın almak niye? Hayvanların sırtından para kazanan hayvan tacirlerine para kazandırmak niye? Bizler petshoptan hayvan almadığımız sürece,bu hayvan tacirleride kendilerine başka bir iş bulmak zorunda kalacak..herkes petshoptan hayvan satın almayı reddetseydi, bu insanlar bu işi yapmayı nasıl sürdüreceklerdi? Sırf para kazanma amacı ile,çeşitli üretim çiftliklerinde bu “cins” denilen hayvanlar üretiliyor,yani bu hayvanlar sırf onların sırtlarından geçinebilmek amacı ile dünyaya getirtiliyorlar...Oysa dünyaya dogal yollardan gelen, ama kimse onlara bakmadığı için zamanla hastalıktan,asırı sıcak/soguktan, sokakta onlara yapılan işkencelerden ya da barınaklara tıkılmaktan dolayı ölen binlerce hayvan varken “cins” köpekleri sırf para kazanmak amacı ile çoğaltıp satmak niye?? Dünyaya dogal yoldan yeterince hayvan geliyor zaten,bu insanlar bu hayvanları bu şekilde üreterek dünyada dogal olarak bulunması gereken hayvan sayısını kat kat arttırıyorlar..buda neye neden oluyor? Sokakta yasayan binlerce hayvanın dışlanmasına neden oluyor...tüm bunları tekrar tekrar düşünün... e-mailim : [email protected]

datvi

16 yıl 8 ay 9 günlük üyedir.

ÖZEL MESAJ