Sürüngen Forumları > Kaplumbağa
kaplumbağa ile iletişim kurmak
Şimdi onbeş yaşında (kafadan kuyruğa 25 cm)olan ve evimizin bir tanesi Galip isimli singapur kaplumbağasını bir kibrit kututusu büyüklüğündeyken almıştım. Akvaryumda hemen hastalandı. Gözleri şişti, uykuya daldı, yemeden kesildi. Veteriner, "Bu gidici ama B vitamini verirseniz belki kurtulur" dedi. Hayvanlar için üretileninden aldım. Kokusunu hiç sevmedi. kıymanın içine dolma yapıp koklattım, etin kokusu ağır bastığı için bir iki zaman (gün) sonra yemeye başladı, suyuna da kattım biraz (kokuyor ama olsun). İki hafta sonra filan gözleri açıldı. Önceleri granürle besledim sonra kıyma, et, balık, kaşar peyniri, ekmek, sebze gibi devam etti. Şimdi kirazı, kabağı, salatalığı yeğliyor. Ya rejim yapıyor ya da orta yaşlarda olduğundan sebze meyveye yöneldi. Ayrıca akvaryumuna rahat girip çıkması için bir düzenek yaptım, zaten günün büyük bir bölümünü evin içinde dolaşarak geçiriyor. Mutlu halinden yani. Kışın soğuk günlerinde gece yatarken bazen yastığımın altına koyuyorum kıpırdamadan uyuyoruz. Kalcağım saati de biliyor (sabah 7,5`da, tam dakikasında tırnağıyla yumuşak bir şekilde yüzümü okşayıp beni uyandırıyor. Galip, beri yandan karıma aşık, onu ne zaman görse vaziyet değiştiriyor, kucağına çıkmak için hamleler yapıyor. Eve kedi aldık bir keresinde, ikide bir gidip sinsice kuyruğunu ısırmaya başladı. Kedicik bu zulumden kurtuilmak için 5. kattan atlayıp kaçtı. Sıkılmasın diye bir dişi aldık kendisine, evi dar etti ona. El titretmeleriyle gece gündüz kadın kaplumbağaya gün yüzü göstermedi. Ayrıldılar sonuçta haliyle. Şimdi ayağımın dibinde parkeleri yemeye çalışıyor, bu `karnım aç bana bir şeyler ver de tıkınayım` anlamına geliyor. Bir de düzenli bir beslenme yapqmıyorum, o karnı acıktığında belli ediyor. Sağa sola kabuğunu çarpıp, salı-onun orta yerine işeyerek durumu anlatıyor. Belki tesadüfen böyle psikopat bir kaplumbağaya rastladım, ya da o benimle birlikte psikopatlaştı. Mikrop, bakteri vaziyetine gelince, veteriner değilim pek bilgim yok ama ama öyle suyunu haftada bir değiştirmek filan gibi kurallara uymuyorum. Suyu kirlendikçe hemen yeniliyorum. Çünkü oraya dışkılarını bırakıyor ve orada yemek yiyor. Onun için akvaryuma az su koymakta (kafasını çıkartacak kadar)yarar var diyorum aklımca. Bence bir apartman dairesinde beslenmesi en uygun hayvanlardan biri. Belki seslenince koşup yanınza gelmiyor ama en azından kafasını size dönüp bakması bile yetiyor. Kaplumbağalar da balinalar gibi aslında. Bizlerle temas kurmak pek istemiyorlar ama yine de bir güven ortamı yarattığında dostluklar kuabiliyor derim ben.
İlginç bir yazı. Temel bazı hatalar olsada , masalsı ve dost bir üslupla yazıldığı için ve bir dostluğu anlattığı için hoş buldum. Gıda ve bakım konusundaki uygulamalara ansiklopedik bilgilere karşıtlığı nedeniyle katılamıyorum ama esas olan kaplumbağanın alıştığı bir düzende sağlıklı olarak yaşamasıdır. Galip beyin kaplumbağası yaşıyorsa o zaman sorun yoktur. Bu satırları yazdım çünkü forumlarda neler yapılması yada yapılmaması gerektiği konusunda başkalarına öğüt verirken tekil yaklaşımları öneremem ancak ansiklopedik ve kabul edilmiş doğruları yazabilirim.
İçerdiği örnek yaklaşım ve dostluk nedeniyle yazı için gerçekten teşekkür ederim. Kaplumbağanıza evden atılmadan 15 yıla ulaşan bir hayat sunduğunuz içinde teşekkür ederim
Bu dostluğun herkese örnek olması dileklerimle.
Bizde deryailesezeraybarsileaybala olarak teşekkür ediyoruz, 15 yıl, Maşallah:)